E-bergimizi hevesle takip eden tüm okuyucularımızı selamlıyorum. Geçen sene bir sonraki yaşımızda hala editör olarak yazıyor olacağımı düşünmezdim; ama sizlerle olmaktan, e-bergi'nin bu 'anlatılmaz yaşanır' dünyasından kopamadım. Ben kopamadım ama; kimi aile bireylerimiz ayrıldı bu yolculuktan, kimileri dünyanın neresinde olursa olsun hala bergican, kimileri derginin dibinde ama bihaber, kimileri ise henüz gelmiş olsa da kırk yıllık editör... Kimileri hala yazmayı deniyor ama başaramadı, kimileri inatla bıkmadı son gün canavarı, kimileri isyan eder uykusundan verdiği tavizlere, kimileri de en büyük mutluluğu bulur berginin cıktığı gecelerde... Kimileri kızgın bu spamci editörlere, kimileri yeteri kadar dürtülmediği derdinde, kimileri herbir yeni sayımızın heyecanını paylaşmakta, kimileri ise çoktaaaan uyudu şu an, rüyalarda. Kimileri dergi gecikince meraklananlardan, kimileri yazı göndermeye hevesli yenilerden, kimileri boş vermiş artık bıkanlardan, kimileri de sadık okurluğunu asla kaybetmeyenlerden... Ama hala birileri var, hala canla başla dergi için gündüzünü gecesine katarak çalışan bir ekip. Taklitlerine rağmen ilk olmasını, seviyeli tarzını ve her kesime hitap etme özelliğini korumak için her geçen gün yenilenen, her geçen gün güçlenen ve birbirinden destek alan dinamik bir aile var e-bergimizin arkasında. Hala tasarımdan içeriğe, logodan bannera, oyundan derslere, her unsurunun üzerinde kafa yorularak emek harcandığı bir oluşum var yanımızda. Nefes nefese koşmaktan yorulmayan topluluğumuzun üç yıllık göz ağrısı var. Her sayımızda takdirlerini bizden esirgemeyen ve en ufak yanlışımızda bile bizi düzeltmekten asla çekinmeyecek kadar özenli kocaman bir okuyucu kitlemiz var arkamızda.
E-bergi'yi bugüne kadar sayısız başarıya taşıyan, her yerde örnek gösterilmesinde katkıda bulunan, her bilinmeyende yardımına koşan, bazı günler binlerce ziyaretçiyi karşılamamızı sağlayan ve asla ama asla yalnız bırakmayan okuyucumuzundur e-bergi aslında. Ne kadar emek verirsek verelim, siz olmasaydınız e-bergi'nin adı milyonlar tarafından biliniyor olmazdı. Bu yüzden gelecek yıl belki burada yazamayacak olsam da, biliyorum ki 4,5,6.. kaç olursa olsun, bünyesindeki bu binlerce insanın emeğiyle e-bergi'nin kalp atışları asla durmayacak. Okurlarımızın desteği ve bizim sevgimizin birleştiği yerde filizlenen dergimizin meyvelerini yiyeceğiz yine yıllar sonra. Bu yazıları okuyup, ilk yıllardaki amatör ruhumuza tutunarak güçleneceğiz. Fidanımızın nasıl hepimizi dalları arasında kucaklayan bir ağaca dönüştügünün tanığı olacağız hepimiz...
Bir yaş halkası daha eklenirken bergimize; başta tüm okurlarımızın, daha sonra editörlerimizin, yayın kadrosunun ve yazarlarımızın doğum gününü kutluyorum. Birlilkte nice güzel e-bergilere...
İlke Demir
Bergi ailesinin yeni üyelerinden olmama rağmen, maruz kaldığım tatlı şiddeti sizlerle paylaşmak istedim:
-Yayınladın mı dergiyi?
-Hayır, sen basarsın diye bıraktım düğmeye; her şey hazır.
-Ya olur mu! Bu ay her şeye sen koşturdun, senin 'hakkın' artık Yayınla'ya basmak.
-Hayır. Ben sadece iki üç yazı girdim abartma. Senin emeğin her zamanki gibi çok. Sen basmalısın.
-Saçmalama ya sınav falan derken hep sana yıktım işleri; sen bas.
-I-ıh...
-İliiim!!!
-Efendim?
-Bas şuna!
-Neye?
-Yayınla'ya.
-Hayır.
-Neden?
-İşte.
-(3\. tekil şahıs) Hop, bastım!
Yeni yaşımız yeni Yayınla'lara vesile olsun. Bergimize mutlu yıllar, bergimizle mutlu yıllar...
İlim Uğur
e-bergi, bergi, bermek... İlk duyduğumda çoğu insan gibi ben de ne bu isim diye düşünmüştüm. Topluluğun tanışma toplantısında İlke anlatıyordu e-bergi’yi, henüz Bilgisayar Topluluğu ile ilgili hiçbir şey bilmiyordum. Ben e-bergi’yi öğrendiğimde çoktan 1.5 yaşını doldurmuştu ve topluluk üyeleri gururla bahsediyorlardı ondan. Zamanla neden gurur duyduklarını anladım ve sonraki 1.5 yılında emeğim geçtiği için artık ben de gurur duyabiliyorum. Hatta gurur duyabildiğim için de kendimle gurur duyuyorum =) Her ay yazdığımız yazıların bir yerlerde alıntılarını görmek e-bergi’nin ne kadar da amacına hizmet ettiğini hatırlatıyor bana. Sadece o da değil, e-bergi yazıları için topluluğu arayanlar, e-posta gönderenler... Daha bugün birisi topluluğu arayıp e-bergi okuyucusu olduğunu söyledi ve bize birkaç soru sordu. Bana bu kadar sık tepki aldıklarını ilk anlattıklarında doğruyu söylemek gerekirse inanmamıştım. Bir topluluğun dergisi ne kadar ilgi çekebilir ki? Bizim topluluğumuzun dergisinin (bergisinin) ilgi çektiği kesin.. İyi ki 3 yıl önce ilk sayın yayınlanmış ve hala bizimlesin e-bergi :) Nice 3 senelere...
Murat Aydos
Bölüme ilk geldiğimde çekmişti dikkatimi bir topluluk tanıtımında E-bergi. Adında dahi Türkçe bir kelime olan “bermek” kelimesini içermesiyle üretken ve toplum için yararlı bir dergi . “Acaba yazı yazmayı becerebilir miyim?” diye düşündüğümü hatırlıyorum toplantı sonrasında ve nasıl oldu bilmem ama artık ay sonuna doğru hazır değilse yazım, başlıyorum hemen telaş yapmaya. Her yazımda ayrı bir gülümseme ile doluyor yüzüm; araştırırken, öğrenirken, insanların sayemde öğreneceklerini düşünürken, bilgisayar bilimine ve özellikle de Türkiye’deki bilgisayar bilimine bir katkıda bulunduğumu hissederken… Hem kendime hem de bergimize minnet duyuyorum, hem kendimle hem de bergimizi tam 3 sene önce kuranlarla gurur duyuyorum. Esasen bu yazıyı yazmaya başlarken geçen yıllarda yazılan yazıları görüp özendim E-bergi’mizin doğumunda olmadığım için buralarda ama yine de 3. yaşını kutlamak da bir çocuğun büyüyüşünü izlemek kadar keyif verdi bugün bana :) İyi ki doğdun e-bergi! Günden güne daha da artan yazarlarınla ve okuyanlarınla nice mutlu yıllara :)