Tüm okuyucularımıza merhaba,

Aynı küçük kız geldi beni buldu.. diye başlamak isterdim; ama bu sefer sizlerle daha gerçekçi bir platformda konuşmak istiyorum. Öncelikle gelen her tebrik iletisine, her destekleyici forum postuna, her alıntılamaya, her tıklamaya, her farklı sayfa görüntülenmesine tek tek teşekkür ederek başlıyorum. Bu saydıklarımın değerini bizler için tahmin bile edemezsiniz. Sonuçta biz bu işi profesyonel olarak yapan kişiler değiliz, her ay sabaha karşı dergi çıkarmak gibi bir zorunluluğumuz da yok, tüm yazarlarla özel olarak ilgilenmek mecburiyetinde de değiliz. Ama bu yola insanlığa yararlı olacak bir üretimde bulunmak amacıyla girdik ve dolayısıyla bunun meyvelerini görmek kadar insanı mutlu eden bir "gönüllülük" yok.

Okuyucu profilimize uyan herhangi halka açık bir alanda, "aaa e-bergi'yi duydun mu?" diye başlayan bağıra çağıra reklamlarımız olsun, koyu arkadaş sohbetlerinde "ya abi ben şunu yapamıyorum" diye başlayan dertlere "e-bergi'nin hede sayısındaki hödö yazımıza ..." şeklinde anında yapıştırılan çözümlerimiz, her ay e-bergi reklamı yaptığımız için banlendiğimiz forumlar, gecenin 3.30, 4.30 ve 5.30 saatlerinde yazarlar tarafından gönderilen son üç yazıyla nirvanaya ulaşmam, yine geçen sene Berkancığım'ın bahsetmiş olduğu "yayınla!"nın popülerliğini kaybederek bir yıldır parmağıma yapışıp kalması, her ay yazarlara gönderdiğim artık direkt spame düşen "bu ay ne yazacaksınız" iletisi, Işılım'ın "ilkeeee, olmuş mu?"su, beğenilmeyip de hala koyacağız dediğimiz yazılar, yazacağını söyleyip de yazmayanların yolda bizi görünce arkalarına bakmadan kaçması, kamilin sevmediği pngleri inatla gönderen sevgili yazarlarımız, doğmadan ölen çocuğumuz abuzer (birkaç ay duyurduğumuz "yenilikler"in akıbeti), dergi için son gün olmadığında sabahlanılan gecelerin bir oda dolusu uyku ve horlamayla sonlanışı, hayattan kopsak da e-bergimizden kopmayışlarımız, sınav öncesi dergi okumaktan sınava geç kalmamız, her ay başı tıklanma rekorları kırmamız, bizi örnek alıp dergi çıkarmaya başlayanlar hatta bergimsi çıkarmaya çalışanlar, hepsi ama hepsi e-bergimizi, yani bizi, bir yıl daha büyüttü, olgunlaştırdı. E-bergi rayına oturdu, yerleşti, rahatladı; ama yaşlanmadı, umursamazlaşmadı. Aynı neşeyle, aynı gökkuşağının altında buluşuyor sizinle, renkleri hiç solmadı. Hala okuyucularıyla, yazarlarıyla ve tüm ekibiyle nefesini tutmuş, iki yıl önceki heyecanıyla ay başını bekliyor.. Saat 06.04, hala bekliyor.. Bekliyor... Be.. ZzZzz..

Birlikte nice mutlu yıllara e-bergimiz =)

İlke Demir

Yine bir editörün notu bölümünde birlikteyiiz. Ben bu gidişle dergiye demirbaş olacağım diye korkuyorum. Geçen sene de bu zamanlar dergimiz yeni yaşına giriyordu, yine 1 Nisan'dı, ben yine böyle bir editörün notu yazısı yazıyordum. O günden bugüne editör yazısı yazıyormuşum gibi oldu ama... Yazmıyorum :) Senede bir gün yazıyorum bu tür yazıları, sonuçta önemli bir olay, dergimiz yeni bir yaşına giriyor, büyüyor, güçleniyor, genişliyor, daha çok konulara değinme fırsatı buluyor, daha çok insana ulaşıyor. E tabi insanlara/insanlığa faydalı birşeyler yapmak güzel birşey, ben de bu güzel şeyin bir parçası olmanın haklı gururunu yaşıyorum. Dergi çıkarsak acaba nasıl olur diye yapılan toplantılarla başladık ve şimdi ise dergimizin 2. yaşını nasıl kutlayalım diye toplantı yapıyoruz :) Bu kadar sene boyunca -gönül rahatlığı ile böyle diyebiliyorum, çünkü 2 yaşındayız- dergimize gönül vermiş, bizleri desteklemiş olan insanlara buradan teşekkür ediyorum. Bizden ayrılmayın, bizden kopmayın...

Berkan Kısaoğlu

Vay be e-bergi, herkes 2. yaş gününü kutluyor şu anda değil mi ? Halbuki bilmiyorlar aslında bizim için 3. yaşını bile doldurmuş olduğunu... 2006 yılının Mart ayıydı biz senin için fiilen çalışmaya başladığımızda. Çok daha öncesinden beri düşünüyorduk tabi ki seni ama, o zamana kısmet olmuştu çalışmalara başlamak. Ne kadar çok şey vardı karar verilmesi gereken; konseptin, hedef kitlen, her sayıda kaç yazı barındıracağın, yazılarındaki üslup, dizaynın, amacın, sebebin... Uzun uzun tartıştık bunları, kavga ettik bazen kendi aramızda. Yeni bir şeyler yarattık, gösterdik, yakıştırmadılar sana, 'olmamış' dediler.. Yazılar yazdık sonra senin için, düzelttik, süsledik.. Bir sene geçmişti ki biz işe başlayalı, artık seni yayınlamaya başlamamız gerekiyordu, ve tabi bunun için de sana isim bulmamız... Başladı yeni bir tartışma.. Kavga gürültü karar verdik yeni ismine ve büyük bir heyecanla başladık seni yayınlamaya. Şaka gibiydi her şey, tarih bile, 1 Nisan 2007. Bir anne heyecanıyla izledik büyümeni. Ondan sonrasını da herkes biliyor zaten... Biz sana yazı yazdık, 70 milyon [;)] okudu, 70 milyon okudu, biz sana yazı yazdık... Günü geldi, canım istedi, bir günde 3 yazı yazdım sana, günü geldi 8 ay bakmadım yüzüne.. Günü geldi, sabah 7'ye kadar yazı girdim, düzelttim, düzenledim; günü geldi sadece "Nasıl gidiyor?" diye sordum İlke'ye.. Şimdi de çok uzattık değil mi ? Kusura bakma.. Mutlu ol e-bergi, yazarların ve daha da önemlisi, okuyucularınla birlikte...

Alaettin Zubaroğlu

Merhaba E-bergi okurları;

Bu ay, dergimizin 2. yaşını kutlamanın heyacanıyla sizlere yeni bir sayımızı daha ulaştırıyoruz.Bizler tüm E-bergi kadrosu olarak dergiyi çıkartmak için verilen emeğe değdiğine inanıyoruz, çünkü gerek kişisel gelişimimiz gerekse sizlerden aldığımız geri bildirimler bizleri gerçekten iyi bir iş yaptığımıza inandıracak nitelikte. Yapamadığımız bir şeyi öğrenmek için elimiz ilk olarak E-berginin sayfasına gittiğinden beri ya da bir soru sorulduğunda dergimizi kaynak gösterebildiğimizden beri E-bergiyle gurur duyuyoruz ve ona bir şeyler katmak için daha çok çalışıyoruz. Daha nice seneler hep beraber ulaşmak dileğiyle... İyi ki doğdun E-bergi!

Işıl Özge Pekel

Bir dergi oluşturma fikri, yapılan toplantılar, hazırlanan altyapılar, ilk yazıların yazılması, editörlüğü devralışım, derginin ismini belirlememiz, alan adını almamız, sitenin tasarımını oluşturmamız, ilk sayıyı yayınlamamız, devamını getirmemiz, tanıtımlarımız, dergiyi büyütmemiz, editörlüğü devredişim, yönetici arayüzünü oluşturmamız, "yayınla" düğmesine basışımız, ilk yaş gününü kutlamamız, bergi pastasını kesişimiz, ziyaretçi istatistiklerine bakarkenki heyecanımız ve sevincimiz... derken iki yıl boyunca her aşamasında yer almaktan gurur duyduğum e-bergi'nin ikinci yıldönümünde bu yazıya katkıda bulunuyor olmak da benim için büyük bir onur. Umarım yıllar boyu e-bergi'yle kalırım ve daha nice yazılara imza atma şansını elde ederim..

Murat Ongan

Benim e-bergiyle olan yolculuğum çok ilginçtir. Bölümün Bilgisayar Topluluğu’nun çıkardığı dergi olması nedeniyle ilk bir yıl sadece okuyucuydum. Daha sonralarda ben de yazı yazmaya özendim ama hep bir şeyler oldu erteledim. Ama staj yaparken sık sık topluluk odasına uğradığımızdan orda Sayın Editörümü yazı toplarken gördüm. Nasıl hoşuma gitti size anlatamam.. Hemen bir sonraki aya ben de yazı yazdım :) Bir kaç yazıdan sonra ben editörlüğe (daha doğrusu editör yamaklığına diyelim :P) başladım. İlke öğretti ben yazı girdim. Özellikle son bir kaç aydır bu işle baya uğraşıyorum. Kısacası ay sonları benim için artık bir şey ifade ediyor :) E-berginin gelişmesinde ve değişmesinde bir katkım olduysa ne mutlu bana :) Ben bergiye yazı yazmaktan, panele yazı girmekten, okumaktan çok zevk alıyorum. Benim gibi düşünen ve dergiyi takip eden herkese teşekkürler.. Nice yıllara e-bergi :)

Hande Taşlıoğlu

Nasıl da çabuk geçmiş 2 sene... Ey e-Bergi, daha dün gibi hatırlıyorum kağıtlar üzerinde taslaklar halinde dolanışını, ilk etiketinin açılışını. Aslında o zamanlardan hayalimizdi dergimizin bu hale gelmesi, ama ne kadar başarılı olurduk bilemiyorduk. Demek ki bu kadar insan içten isteyip de bir o kadar da emek katınca olmayacak şey yokmuş. Neredeyse her gün maillerimize gelen tebrik mesajlarından, insanlara faydalı olabiliyor olduğumuzu bilmekten daha güzel ne olabilir ki... İyi ki varsın o zaman e-Bergi, iyi ki doğmuşsun :)

İsmail Can Coşkuner

Ah be E-Bergi.. Az mı tartıştık sana isim bulacağız diye. Az mı sabahladı editörlerimiz seni yayına yetiştirecekler diye. Özgün içerik bulalım, okuyucularımızla yeni yeni paylaşımlarda bulunalım diye az mı çabaladık. Ama şimdi arkaya baktığımda içim çok rahat. Bir türlü ülkemizde değeri anlaşılmayan bilgisayar bilimi ve bilişim sektörü için altın değerinde bir arşiv yarattık resmen 2 senede. Ve şimdi.. Gidiyorum be E-Bergi. Yurtdışına, uzak diyarlara gideceğim sanırım. Sen bilmiyorsun ama ben ve benim gibilerin değeri pek bilinmiyor buralarda. Herkes senin gibi değil. Zaten ancak senin gibilerin sayısı yeterli bir düzeye ulaştığında artık benim gibiler gitmekten vazgeçecek sanırım... Bu arada merak etme. Köşemi emanet ettim arkadaşlara. Aylık programlama sorunla gene kafa karıştırmaya devam edeceksin... Neyse bakalım E-Bergi ben buralarda yokken umarım mutlu olursunuz. Okuyucularımıza göz kulak ol. Bilgisayar bilimiyle ilgilenmek isteyen insanların kıymetini bari sen iyi bil...

Eray Molla