Worms serisi bir efsanedir. Bu bir gerçektir, yadırgayamazsınız bunu. “Ben sinir olurum böyle çizgi film gibi bıdı bıdı şeylere” diyenler bile yadırgayamaz. Hele hele “2D oyun mu kaldı arkadaşlar artık modernize olun biraz” diyenler konuşmasa daha iyi olur bence. Yadırgayamazsınız işte uğraşmayın. Üff neyse, şurdan Ninja Rope’u ver bakayım =)

Bu ay worms serisinin en parlak devrini ele alıyoruz. Worms serisi her yeni çıkan oyunda daha eğlenceli olmaya başlamıştır. Ta ki “worms world party”nin ardından 3D’ye geçişine kadar. Ne yazık ki oyunun atmosferi, zevki gitmiştir, bildiğimiz worms formatından çıkıp bambaşka bir oyuna dönüşmüştür. İşin dramatik kısmını geçeyim en iyisi, oyunla ilgili bilgi vermeye başlayayım.

Oyun ister bilgisayara karşı, ister internetten bir başkasıyla veya aynı bilgisayarda birden fazla kişi (ki bence en zevklisi budur) oynanabiliyor. Solucanlardan oluşan iki ya da daha fazla takımın bir arenada sırayla hamle yaparak savaşmalarından oluşuyor oyunumuz. Arenadaki tüm rakiplerini temizleyen takım kazanmış oluyor. Küçük solucanlar olmalarına karşın bunlar bizim küçükken sokaklarda karıncaları birbirlerine güreştirdiğimiz gibi savaşmıyorlar. Molotof kokteyli, bazuka, el bombası, tüfekler, dinamit, mayın, koyun (evet koyun), inek (ciddiyim bu da var), yaşlı teyze (şaka yapmıyorum bilenlere sorun kardeşim var bunların hepsi) gibi toplamda 64 adede ulaşan bir silah repertuarları var. Tabi silahların tamamı saldırıya yönelik değil. Paraşüt, ip, delme araçları gibi silahları kullanarak bir sonraki hamlemizde uygun saldırı için pozisyon alıyoruz. Girder, freze gibi silahlarla bariyer kurup kendimizi saldırılardan koruyabiliyoruz. Yani her stratejiye uygun silah tipleri mevcut. Birkaç seçmece silah örneği verirseeeek:

  • Bazooka: işte en temel silahımız. rüzgardan etkilendiği için kullanması pratik istiyor ama çok kullanışlı. Aksini bizzat ayarlamadığınız sürece cephanesi sonsuz, tamamen beleş bir silah. İlginç bir de özelliği var, suda sektirebiliyorsunuz. Böyle taş sektirir gibi aynen.

  • Banana Bomb: el bombası kategorisinin en gözde silahı. Atıyorsunuz, parçalara ayrılıyor, her bir parçası yerde patlıyor. Katliam yaratmak için harika.

  • Sheep: En matrak silahlardan biri. Solucanımız cebinden bi kuzu çıkarıyor (nasıl oluyorsa artık bu), kuzuyu fırlatıyor, kuzumuz meleyerek koşa koşa uzaklaşıyor, size de istediğiniz bir anda tek tuşla kuzuyu patlatmak kalıyor.

  • Ninja Rope: Kullanılması çook iyi bilinmelidir, eğer ustaysanız haritada istediğiniz her yere gidebilirsiniz. Havada taklalar atarak Tarzan gibi salınabilirsiniz hatta. Acemiler için de tam bir eğlence kaynağıdır çünkü genelde kullanmaya çalışırken kendi adamlarını suya düşürüp öldürürler.

  • Air Strike: Adamımız cebinden bir telsiz çıkarıyor, hava desteği çağırıyor bir uçak da işaretlediğimiz yere füze yağdırıyor. Saldıracak açı bulamadığınızda çok işe yarıyor saklandığınız yerden uçağı çağırmanız yeterli.

  • Super sheep: sheep’ten daha matrak olan silah :) kuzumuzu aynı şekilde kullanıyoruz fakat o da ne? Tuşa bastığınız anda “tınınııım!” ses efektiyle bir pelerin takıp uçmaya başlıyor kuzu. Havada yönlendirerek istediğimiz yerde patlatıyoruz kuzuyu. Bir de yüzebileni var bunun “aqua sheep” diye onu suda da yönlendirebilirsiniz. Yalnız kontrolü çok zordur pratik yapmadan denemeyin.

  • Pneumatic Drill: Asfalt delmeye yarayan ve çileden çıkarıcı bir “tartartartartartartar” sesi çıkaran makineyi bilirsiniz, işte bu o. Kazarak bir yerden bir yere ilerlememizi sağlıyor. Bir de püf noktası: yüksek bir uçurumdan canınız yanmadan atlamak isterseniz eğer, aşağıya atlayın ve havada bu silahı çalıştırın, güvenli iniş yapmış olursunuz.

  • Baseball Bat: gayet basit kullanımı, düşmanımızın kafaya gömüyoruz hepsi bu. Yanına gidip beyzbol sopamızı sallıyoruz, kendisini bir güzel suya uçuruyoruz. Hatta bunu yerçekimini düşürüp yaptığınızda, adamın hiç şansı kalmıyor denebilir, epeyce havalanıyor.

  • Holy Grenade: Etkisi büyük ve de “kutsal” bir el bombası. Patlamadan önce “haaaleluujaaah” şeklinde bir ilahi sesi geliyor, ardından da “BUM!”

Birkaç silah örneği bu şekilde. Biraz da menülerden söz edelim.

Oyunda ana menüde 4 öğe var, bir tanesi internetten oynama seçeneği zaten, ben diğerlerini açıklayayım.

OPTIONS

Team options menüsünden mevcut takımların özellikleri ile oynayabiliyor veya oyunda kendimize bir takım kurabiliyoruz. Elemanlarımızın adını belirlemek, takımımızın özel silahını seçmek, hatta kazandığımızda çalacak olan bir marş seçmek (seçeneklerde istiklal marşı bile var) gibi birçok seçeneğimiz var. Scheme options bölümünde silahların özelliklerini (sayıları, vuruş güçleri vb.) değiştirebiliyoruz, kendi savaş arenamızı oluşturabiliyoruz. Options menüsünde eski sürümlerden farklı olarak “wormopedia” isimli bir özellik de var. Burada silahlar, maksimum hasarları, püf noktaları vb. özellikleri ile tanıtılmış. Doğrusu işe yarar bir ansiklopedik çalışma olmuş :)

MULTIPLAYER

Oyunun esas menüsü bu, bu menüde özelliklerini kendimiz belirlediğimiz bir karşılaşma hazırlayıp oynuyoruz. Multiplayer ekranından yukarıda bahsettiğimiz ayarların çoğuna ulaşılabiliyor, zaten ayarların çoğu maçın kurallarını belirlemeye yönelik. Bu ekranda önceki sürümlerde olmayan bir yeni özellik var: “wormpot”. Bu özellik oyunun işleyişinde, kurallarında, görünümünde küçük oynamalar yapmamızı sağlıyor. Örneğin bazı silah türlerine ekstra güç verebiliyoruz. Bazı wormpot’lar şöyle:

  • Fort Mode: Takımlar team options’ta ayarladıkları kalelerinde savaşıyorlar.
  • God Mode: Solucanlarımızın canı sonsuz oluyor, düşmanı öldürebilmemizin tek yolu onu suya atmak.
  • Specialist Worm: Her solucanımız kendi uzmanlık alanı olan belli silahları kullanıyor.
  • Blood Effect: Solucanı vurduğumuzda kan efekti olarak kırmızı damlacıklar çıkıyor.

Bunlar gibi toplam 35 adet wormpot bulunuyor.

SINGLEPLAYER

Single player ekranında training, mission ve deathmatch bölümleri var. Toplam 35 training var ve bunlar bize silahları kullanmayı, solucanımızı hareket ettirmeyi, tehlikelerden saklanmayı öğretiyor, aynı zamanda oynama stiline alışmamızı sağlıyor. 45 adet de single player mission var. Görevlerde sadece bilgisayarla savaşmıyoruz, haritanın diğer ucuna ölmeden ulaşmak, tehlike yağmurundan kaçarak canlı kalmaya uğraşmak gibi farklı stratejiler gerektiren görevler var. Deathmatch bölümünde giderek zorlaşan seviyeyle bilgisayara karşı oyunlar oynayıp rütbe kazanıyoruz.

Oyunu zevkli kılan özelliklerden içerisinde görüntü ve sesler de var tabii. Siz hamle yaparken hareketsiz olan diğer solucanlar garip mimikler yapıp kendi çaplarında oyalanıyorlar (kaşlarını çıkarıp bıyık yapmak, cebinden elma çıkarıp yemek gibi şeyler). Yüksekten düşen solucanın yarısı “zvoynkk!” efekti ile toprağa gömülüyor. Canı sıfır olup ölen solucanımız bir kutu TNT çıkararak kendini patlatıyor. Bu tip çizgi film-vari ayrıntılar oyunda çokça mevcut. Oyunun çok zengin bir ses bankası var. Takımımızı kurarken solucanlarımıza istediğimiz sesi seçebiliyoruz. Solucanlar hamlelerinize göre konuşuyorlar da. Atışı ıskaladığınızda rakip solucan size alaycı bir ifadeyle “stuuupiiid” diyor mesela. Ya da isabet ettirirseniz yumruğunu sallayarak “revenge!” diyor falan. Gerçi bu kelimeler seçtiğiniz konuşma tipine göre değişiyor ama hepsisin mantığı aynı. Yürürken, ateş ederken, zıplarken, düşerken çıkan sesler de eğlendirici cinsten. Kısacası grafikler ve sesler oyuna bol miktarda çizgi film havası katıyor.

Son Söz...

Son olarak diyebileceğim şey, herkese tavsiye ettiğim, sevimli, komik, eğlenceli bir oyun worms world party. İnanmıyorsan al, yükle, oyna, gör; bir CD’lik bişey zaten, azıcık yer kaplıyo bilgisayarda. Buna da yer bulamazsan ne yapayım ben sana daha. Beğenmezsen de ne yapabilirim ki, sadece tanıtıyorum ben burada oyunu para mı alıyom sanki bu işten? Üff nerede kalmıştım ben, hah alalım şurdan beyzbol sopamızııııı… =)