İnsanlık tarihinin gelmiş geçmiş en önemli deneylerinden birisi şu anda İsviçre’nin Cenevre kenti yakınlarındaki CERN’de devam etmekte. İkinci Dünya Savaşı’ndan sonra nükleer araştırmalarda Amerika’nın gerisinde kalmamak için Avrupa’da bulunan ülkeler tarafından kurulan bu bilim merkezinde gerçekleştirilen deneyin, yaklaşık olarak 3,2 ile 6,4 milyar Euro’ya mal olması tahmin ediliyor. Daha önce pek çok Nobel alan araştırmaya ev sahipliği yapmış olan CERN aynı zamanda internetin de mucidi. Yer yüzeyinin 100 metre altında gerçekleştirilen bu deneyde, LHC adı verilen bir parçacık hızlandırıcıda protonlar ışık hızının %99’una kadar hızlandırılıp birbirleriyle çarpıştırılması ve bu çarpışmanın verilerinin 4 tane devasa detektör tarafından toplanması hedefleniyor. CERN aynı zamanda bu deneyin sonuçlarını dünya üzerindeki tüm bilim insanlarına ulaşılabilir kılmayı istiyor. Bu amaçla “LHC Computing Grid” (LHC Hesaplama Gridi) denilen bir sistem geliştirilmiş. Bu sistem 11 tane 1. seviye, 120 tane de 2. seviye bilgisayar merkezini kapsamakta.
Bilgileri Toplamak
Günümüzün en hızlı bilgisayarlarından onlarcasını içeren bu bilgisayar merkezlerine peki neden ihtiyaç duyuluyor? Bu deneyde ne oluyor da bu kadar büyük işlem kapasitesine ihtiyaç var? Şöyle ki, deneyde kullanılan hızlandırıcıda, saniyede gerçekleşen çarpışma sayısı yaklaşık olarak 600 milyon ve her iki protonun çarpışmasından da birçok atom altı parçacık oluşuyor. Deneyin amacı da bu parçacıkların davranışlarını ve özelliklerini anlamak zaten. Bunu başarabilmek için ise her şeyi kaydetmeniz gerekiyor. Bu da yüksek çözünürlükte milyonlarca atom altı parçacığın rotasını 3 boyutlu olarak kaydetmek zorunda olduğunuz anlamına geliyor ve LHC’de bu işi yapmak için saniyede 700 MB’lık bilgi toplayan 150 milyon tane sensör bulunmakta. Toplanan veri yıllık yaklaşık 15 petabytelık (1 petabyte = 1 milyon gigabyte) bilgiye denk düşüyor. Kafanızda biraz daha kolay canlandırabilmeniz için, bu veriyi kaydetmek için 20 milyondan fazla CD’ye ihtiyacınız var. Tabi ki bu kadar büyük veriyi işlemek için çok büyük bir işlem kapasitesine ihtiyaç duyuluyor. Bu deneyin verileri CERN’deki merkezde işlendikten sonra 120 tane 2. seviye merkeze bilgiyi sağlayacak olan 11 tane 1. seviye merkeze gönderilecek. Daha sonra da veriler herkes tarafından ulaşılabilir olacak.
Peki, Bu Grid Teknolojisi Nedir?
Aslında yeni yeni gelişen bir sistem ve CERN’deki deney bu teknolojinin gelişmesinde çok önemli bir kilometre taşı. Günümüzde internet nasıl bilgiye erişmemizi sağlıyorsa bu sistem de birbirlerine bağlı bilgisayarların işlem güçlerini ve hafızalarını ortaklaşa kullanmalarına olanak sağlıyor. Grid teknolojisi binlerce bilgisayarı birbirine bağlıyor ve devasa bir hesaplama gücü oluşturuyor. Hatta buna evinizdeki bilgisayarınızdan rahatlıkla ulaşabiliyorsunuz. Şöyle bir geçmişe baktığımda gerçeği bulmak uğruna bilimle uğraşan insanların benimsenmediği, hor görüldüğü, hatta asıldığı dönemlerden; herkesin ne olacağını merak ettiği, bilime katkıda bulunmaya çalıştığı bir döneme geldiğimizi görüyorum. Galiba hepimiz için sevindirici bir haber olsa gerek :)