James Cameron'un Avatar filmi ile ilgili ne söylerseniz söyleyin üç boyutlu görüntü teknolojisinin yayılmasında inanılmaz bir etkisi oldu. Sinema sektörü bir yana oyun dünyasında da etkilerini görmeye başladık. Sony anında üç boyutlu görüntüyü kullanan oyunlar duyurdu, Microsoft önce biraz burun kıvırmış olsa da şimdi Xbox 360 için de bu teknolojiyi destekleyen oyunlar yapmaya başladı. Tabii her zamanki gibi Nintendo halihazırda sahip olduğu teknoloji ile yetinmedi ve üç boyutlu görüntü keyfini gözlük kullanmadan yaşayabileceğimiz bir el konsolu yarattı: Nintendo 3DS.
Aslında Nintendo'nun 3D(üç boyut) merakı 3DS ile başlamıyor, GameCube'le bile 3D oyunlar oynamak mümkündü hatta Luigi's Mansion'ın 3D versiyonu bile vardı ancak o zamanlar bunu destekleyen LCD televizyonların fiyatları çok yüksekti ve bundan vazgeçildi. 3DS'tekine benzer bir fikir ilk kez Game Boy Advance SP ile uygulanmaya çalışıldı ama ekranının düşük çözünürlüğü buna müsaade etmedi. Böyle başarısız denemelerden sonra Nintendo, 3D çalışmalarına uzun bir ara verdi ve görünüşe göre projeyi canlandırmak için en uygun zamanı buldu.
3DS'teki tek değişiklik üçüncü boyut değil tabi, önceki modellere göre aletin hem dışı hem de içi epey değişmiş. DSi ile aynı boyutlardaki konsolun kapağını açmadan görebileceğimiz tek bir belirgin değişiklik var, o da ikinci bir kameranın varlığı. 3DS'in üzerinde bulunan iki kamera sayesinde üç boyutlu fotoğraf çekebiliyoruz. Kapağı kaldırdığımızdaysa tasarımda pek çok yenilik çarpıyor gözümüze. Her şeyden önce sol üst köşeye bir adet analog çubuk eklenmiş, hem de öyle PSP'den alıştığımız gibi ufacık değil ve sürekli parmağımızın altından kaçıp durmuyor, gayet kaliteli, yeterince büyük ve ergonomik bir analog bu. Dokunmatik ekranının altında artık alışık olduğumuz üzere “Start”, “Select” tuşları ve ilk kez karşılaştığımız “Home” tuşu bulunuyor. “Home” oldukça kullanışlı bir tuş, aynen Wii'deki gibi oyun sırasında kendisine basıldığında o an açık olan uygulamayı arkaplana alıp 3DS'in ana menüsünde gezinebilmemizi sağlıyor. Güç düğmesinin de yeri değişmiş, artık sağ alt köşede duruyor. Bir de, belki de en ilginci, üst ekranın sağında bir 3D ayar düğmesi mevcut. Aynı ses düğmesi gibi bunu da yukarı ve aşağı kaydırarak üçüncü boyutun derinliğini değiştirebiliyoruz. Konsola sadece bakarak görebildiğimiz en önemli değişiklikler bunlar, şimdi gelelim henüz göremediklerimize.
3DS'in donanımı gerçekten de “yeni nesil el konsolu” tanımını hakediyor. Wii'den aşağı kalmayan grafiklerin şu an için hiçbir el konsolunda ya da telefonda eşi benzeri yok. Görünüşe göre bu durum Sony NGP(Next Generation Portable)'nin çıkışı ile değişecek(grafikleri PS3 seviyesinde) ancak şu anki durum bu, hem de NGP başka bir yazının konusu. =) Tabii grafiklerin kalitesi ve 3D'ye geçişi konsolumuzun pil ömrünü bir hayli olumsuz etkilemiş. Parlaklığı ve görüntüdeki 3D etkisini en yüksek seviyeye getirdiğimiz zaman pil sadece üç saat civarında dayanabiliyor. Bir DS oyunu oynarsanız ve parlaklığı iyice azaltırsanız da bu süre beş saate kadar çıkabiliyor.
Gelelim asıl konsol aldıracak konuya; 3DS'te oynamaya değecek oyun var mı? Özellikle Türkiye'de DS'in bir çocuk oyuncağı olduğu, yetişkinlere göre yeterli miktarda oyuna sahip olmadığı kanısı var. Bu önyargının zaten hiçbir zaman elle tutulur bir dayanağı yoktu ve artık 3DS'in çıkışı bu yanlış düşünceyi tamamen yıkacak gibi. Halihazırda piyasada olan, konsolun çıkış oyunlarından Super Street Fighter 4 var mesela, Resident Evil: Revelations, Resident Evil: Mercenaries, Metal Gear Solid: Snake Eater, Blood Rayne, Batman, Final Fantasy, Ghost Recon gibi oyunlar duyuruldu ve hiç şüphem yok ki bu listeye birçok yeni “hardcore” oyun eklenecektir. Tabii bu aralar piyasada yeterli sayıda oyun yok ama neyse ki 3DS geri uyumluluğu olan bir konsol, yani DS ve DSi oyunlarını da oynayabiliyorsunuz.
Genellikle “gözlüksüz üç boyutlu görüntü” lafını duyunca insanların aklına bunun göze zararlı olabileceği geliyor. Birçok uzman(İsviçreli biliminsanları?) 3DS'i inceledi ve konsolun göze hiçbir kalıcı hasar vermediği görüldü. Elbette ki bazı göz rahatsızlıkları yüzünden baş ağrısına sebep olabiliyor ama dediğim gibi, hiçbir kalıcı hasara neden olmuyor. 3D konusunda tek bir sıkıntı gözüme battı, üçüncü boyutu görebileceğiniz tek bir açı var, ekrana farklı bir açıdan bakarsanız görüntü bozuluyor. Tabii daha önce de belirttiğim gibi bu durumlardan şikayetçiyseniz 3D'yi tamamen kapatabilirsiniz.
Şimdilik Nintendo 3DS hakkında söyleyeceklerim bu kadar. Benim tavsiyem eğer imkanınız varsa bir an önce gidip bu alete sahip olmanız. Ülkemizdeki yaklaşık 750 TL olan fiyatı biraz yüksek sayılabilir(Avrupa'da yaklaşık 200 €, Amerika'da 250 $) ama hiç şüpheniz olmasın ki bu parayı sonuna kadar hakediyor. Son bir hatırlatma yapayım yurt dışından almayı planlayanlara, 3DS bölge kodu kullanıyor, yani konsolu Amerika'dan alırsanız oyunları da oradan almak zorunda kalacaksınız, Avrupa'dan aldığınız oyunlar çalışmayacaktır. Türkiye Avrupa'ya dahil olduğu için Avrupa'dan aldığınız konsol ya da oyunlarla buradakiler arasında uyumsuzluk yaşamayacaksınız ama, aklınızda bulunsun. =) Bir dahaki aya kadar kendinize çok iyi bakın, görüşmek üzere.