Back to the Future serisini izleyenler bu cihaza aşınadırlar. Cihazda adından da tahmin edebileceğiniz şekilde uçan bir kaykay. Filmin Türkçeye çevrilmiş sürümlerinde cihaz “uçan kaykay” olarak geçiyor. Bu cihazın keşfi aslında çok önemli bir gelişme. Yürüme engeli olan insanlar için bir devrim niteliğinde bile olabilir veya çevre kirliliğini en aza indirebilir. Kampüslerde, parklarda, kısacası yoğun bir trafiğin olmadığı yerlerde bu araçlar bir devrim niteliğinde denilebilir. Bunun üzerine birçok şirket ürün üretip piyasaya sürdü. Kısaca tarihçesine göz atacak olursak 2001 yılındaki Dean Kamen aslı bir mucit tarafından “Zencefil” kod adlı hoverboard’a benzeyen bir araç üretildi. Bunun peşi sıra 2004 yılında Jamie Hyneman ekibi ile birlikte Efsane Avcıları(MythBusters) TV programı için yaprak üfleyici ve bir sörf tahtasından bir uçan aracı üretti. Ancak bu araç gereken ilgiyi görmedi. Bir sonraki sene, 2005 yılında ise Jason Bradbury The Gadget Show için “hoverboard” ismini kullanan ilk cihazı icat etti bu cihaz da istenen başarıyı gösteremedi. Cihazın kontrol ve tutarsızlık sorunları olduğu biliniyor. Yaklaşık 4 yıl sonra ise cihazın kontrol düzeyi arttırıldı ve araçta küçük bir jet motoruyla daha güçlü yaprak üfleyiciler kullanıldı. Bu olaylar üzerine araç gelişimi daha da hızlandı. 2014 yılında manyetik kaldırma prensibini kullanarak 140 kilo taşıyabilen ve tıpkı Maglev trenlerinin çalışmasına benzeyen bir prototiple bir start-up başladı. Hala da geliştirilmeye iyileştirilmeye farklı firmalar farklı insanlar tarafından devam ediliyor. Gelecek senelerde bu uçan araçları aramızda görmemiz pek de öngörülemeyecek bir şey değil.
Cihazın nasıl çalıştığına gelin birlikte göz atalım. Son nesil olarak kabul edebileceğimiz Lexus International şirketi tarafından üretilen ve geliştirilen Lexus Hoverboard’ın çalışma prensibini inceleyelim. Öncelikle araçta ne gerçek bir motor ne de egzoz bulunuyor. Cihazın çalışma prensipleri tamamen mıknatıslara bağlı. Süper iletkenler sıfır elektriksel dirence sahip olup, manyetik alanı itme gibi bir özelliği daha vardır (diamanyetik). Yüklü bir parçacık bir eksen etrafında dönmeye başladığında bir manyetik alan oluşturur. Atomlarda manyetik alan oluşturan tanecik elektrondur. Proton ve nötronun etkisi çok küçük olduğundan ihmal edilir. Eşleşmiş elektronların dönme yönleri birbirine ters olduğundan oluşturdukları manyetik alanlar birbirlerini sıfırlayacaklardır. Elektron dizilişi yazılan maddenin bütün elektronları eşleşmiş ise net bir manyetik alan oluşmayacağından bu tür maddeler manyetik alandan etkilenmezler ve diamanyetik olarak isimlendirilirler. Bu olaya Meissner etkisi (akı dışarlanması) adı verilir. Eğer kapsamlı bir fizik laboratuarınız yoksa şuan bu cihazı kullanamayabilirsiniz ancak yaklaşık 40 ila 45 sene sonra aramızda olası bekleniyor.
Sonuç olarak hoverboard’lar ya da diğer bir adıyla uçan kaykay’lar hayatımıza girmeye devam edecek ve daha da sık karşılacağız gibi görülüyor. Umarım hepimiz bu cihazı doya doya görür ve kullanırız. Sağlıcakla kalın.