Eveeet, bu sayımızda dünyayı kasıp kavuran Warcraft serisinin üçüncü bölümü Reign of Chaos'un genişleme paketi olarak sürülen Frozen Throne’u tanıtacağız. Eminim birçoğunuzun zaten çoktan bağımlısı olduğu bu oyunu (oyun değil de, aslında bir yaşam tarzı desek :) anlata anlata bitiremeyiz; ancak gelin genel olarak bir göz atmaya çalışalım. Öncelikle Warcraft nedir, nasıl oynanır, ne yaparız gibi bazı temel maddeleri ele alalım. Warcraft gerçek zamanlı bir strateji oyunu olduğu kadar aslında bir aksiyon oyunudur. Oyunun aslı, çeşitli ırkların kamplarında geçen bölümlerden oluşan bir senaryo üzerinden gitse de; senaryosuz, istediğiniz haritayı/ırkı seçebileceğiniz tek/çok oyunculu modu olan bir parçası da vardır. Pratikte, hepimizin oynadığı ve vazgeçemediği bölüm de, aslında bu oyunlardır. Sonuçta senaryoya bağlı kalmadan, istediğimiz kahramanı seçerek, tam anlamıyla özgürce oynamak; çeşitliliği arttırdığından, dolayısıyla daha keyifli olduğundan, daha çok tercih edilir (özellikle internet kafelerin vazgeçilmezidir :). Haritalara ve oyun modlarına gelecek hafta yazımızın devamında değineceğiz.

GÖREVLER

Gelelim ne yaptığımıza. Senaryoda asıl amacımız bize verilen görevleri yerine getirerek bir sonraki aşamaya geçmek. Dört tane ana bölüm (her ırk için ayrı bir bölüm, elf kampı, orc kampı gibi) bunların içinde de çeşitli sayıda ara bölüm (chapter) var. Bir sonraki aşamaya geçmeye çalışırken, kahramanımızı (genelde tek kahraman kumandamızda; ama bazı görevlerde iki veya üç olabiliyor), birimlerimizi, binalarımızı, yani oyundaki her şeyi kullanıyoruz. Görevlere örnek vermek gerekirse; bir yerden bir yere sağ olarak ulaşmak/ulaştırmak, bir eşya bulmak/kazanmak, bir şeyin bir yere ulaşmasını önlemek, düşman ırkın şehir merkezini ele geçirmek, belli bir süre bir şeyi korumak vb. şeyler olabilir. Bu bahsettiğim ana görevlerin yanında (main quest), bir de seçmeli görevler (optional quest) olabiliyor. Birilerini kurtarmak, bir yere uğramak, bir yerden bir şey alıp birine götürmek gibi görevleri ana görevden bağımsız olarak yaptığımızda çeşitli ödüller alıyoruz. Bu ödüller kahramanımızı geliştiren, ana görevimizi kolaylaştıran veya sadece oyunu zevkli hale getiren ödüller olabiliyor.

GENEL BAKIŞ

Kamplara genelde sadece kahramanımızla başlıyoruz, sonra yavaş yavaş yeni savaşçılar ekleniyor, derken yeni birimleri yönetmeyi öğreniyoruz, inşa edilecek binalar çıkıyor ve en sonunda, kampın son bölümünde o ırkın bütün özelliklerini sonuna kadar kullanabilir hale geliyoruz. Ayrıntılara geçersek; kahramanımızın dışında ırkımızın (ırklar bölümünde her ırk için örneklenen) bir çok birimi var. Savaşçı, işçi, büyücü gibi. Hepsinin kendine göre yetenekleri var ve oyun ilerledikçe bu yetenekler de gelişiyor/geliştirebiliyoruz. Bu birimler senaryoya göre, ya bize veriliyor, ya da kendimiz üretebiliyoruz. Genelde her ırkın işçi sınıfı ham madde elde etme, bina yapma ve tamir için çalışırken, geri kalanlar her şekilde savaşıyorlar. Birimleri üretmemiz için çeşitli binalar var ve bu binalar birim üretmekle kalmayıp, bunların kalitelerini yükseltmek için de kullanılabiliyorlar. Mesela bir Necromancer'a Raise Dead büyüsünü öğretebilmek için Temple of Damned binasından bu güncellemeyi isteyebiliriz. Üstüne üstlük bu binaların bir kısmı kısa bir menzilde savaşma yeteneklerine bile sahip. Binaların en önemlisi şehir merkezi; çünkü şehir merkezi yıkılan takım kaybediyor. Ayrıca şehir merkezinin bir özelliği de, güncellenebilen tek bina olması. Oyunda takımınızın gelişmişliği, hangi binaları ve birimleri yapabilecek kadar ileride olduğu bir bakıma şehir merkezinizin hangi seviyede olduğuna bağlı. Mesela ölmeyen ırkında, şehir merkezimizin ilk seviyesi Necropolis, ikinci seviyesi Halls of Dead ve son seviyesi Black Citadel. Şehir merkezine olan bağımlılığa da örnek verirsek, Black Citadel'e kadar gelişmemişseniz Frost Wyrm adlı ejderha birimini üretemiyorsunuz. Diğer bir önemli bina ise altar. Kahramanımız öldüğünde onu yeniden hayata döndürmek için her ırk kendi altarını kullanıyor. Bu iki bina dışında her ırkın benzer birimlerini üretmek için belirli benzer binalar mevcut. Oyunda bina ve birim üretebilmek, ve bunları geliştirebilmek için iki tane ham maddemiz var: altın ve odun. Altını genelde altın madenlerinde çalışan işçilerimiz aracılığıyla elde ederken, kahramanımızın öldürdüğü birimler ve kahramanlar da ekonomimizi yükseltiyor :). Odun elde etmek ise her ırkın oduncularının ağaç kesmesiyle oluyor.

KAHRAMANIMIZ

Birimler ve binaların yanı sıra, komutamızdaki en önemli şey tabi ki kahramanımız. Düşman birimlerini ve kahramanlarını öldürmek için her şeyi yapmaya hazır kahramanımız, oyuna birinci seviyeden başlıyor ve öldürdükçe deneyimini arttırarak yeni seviyelere geçiyor. Ancak senaryoda maalesef her bölümde ve alt bölümde kahramanımızın belirli bir seviye sınırı var, o sınıra geldikten sonra ne kadar deneyim kazanırsak kazanalım seviye atlayamıyoruz. Seviye dışında, kahramanımızın nitelikleri üç şekilde ölçülüyor: güç, hız ve zeka. Yeni seviyelere geçtikçe, hem bu nitelikleri artıyor, hem de yeni özel yetenekler kazanıyor. Bu nitelikleri ve yetenekleri dükkanlardan aldığımız bazı eşyaları kullanarak, kalıcı veya geçici olarak kendimiz de arttırabiliyoruz. Kahramanın özel yetenekleri de; seviye atladıkça etki alanı ve şiddeti artan, kendisine veya çevresindeki yandaşlarına veya düşmanlara karşı olumlu ya da olumsuz etki eden çeşitli büyüler ve savaş taktiklerinden oluşuyor. Hatta bazı kahramanların kendine özel birim üretme veya diriltmeyle ilgili büyüleri bile olabiliyor. Her oyunda olduğu gibi kahramanımızın (ve aslında birimlerimizin, binalarımızın hatta bazen altın madenimizin bile) bir canı var ve tabi ki saldırıya uğradıkça tükeniyor. Bunun dışında bir de manası var, o da özel yeteneklerini kullandıkça (genelde büyüler için) azalıyor. Kahramanımızın yanı sıra bazı özel birimlerimizin de kendine özgü büyüleri olduğu için, onların da manaları var. Demin söz ettiğim Necromancer gibi, veya orcların iyileştirme büyüsü yapabilen cadısı gibi.

IRKLAR

Senaryoya geçmeden önce Warcraft’ta genel olarak ırklardan söz edelim. Dört çeşit ana, daha doğrusu bizim kumandamızda, ırk var. Bunların dışında dükkanlardan kiralayıp kullanabildiğimiz veya doğada karşımıza çıkan başka ırklar da var (Kobold, trol, goblin gibi); ancak bu doğal ırkların ayrıntısına girmeyeceğiz.

Ölmeyen (Undead): Çorak topraklarda ölümle birlikte yaşayan bu ırk (Scourge da denilir), Ner'zhul, Kel'Thuzad ve Lich King kontrolünde dünyaya kötülük getirmek için yaratılmışlardır. Diğer ırklardan kötü ruhların veya ele geçirilmiş olanların ırkı artık budur. Zombiler, hayaletler, bozulmuş ruhlar, gelişmiş yarasa ve örümcekler, iskeletler, dragon cesetleri, ölü şövalyeler ve dev yaratıklar bu ırkın birimlerindendir.

Gece Elfi (Night Elf): Dünyanın uyanışıyla birlikte ortaya çıkmış bu köklü ırk (Sentinel de denilir), doğayla ve mistik güçlerle iç içedir. Bir zamanlar ölümsüz olan elfler, güçlerini düşüncesizce kullandıkları için dünyanın bilinen en büyük savaşına da aslında bir şekilde neden olmuşlardır. Dünyanın dengesinden ve güveninden sorumlu olduklarını düşünürler. Büyücüler, druidler, entler, ejderhalar, okçu elfler ve bazı kuşlar bu ırk kapsamındadır.

Orc (Orc): Yeşil derili orclar, dünyaya kara geçit denilen bir kapıdan getirilmiştir. Genelde Burning Legion'ın (şeytanlar) etkisinde kalarak, çeşitli işgallerde tampon olarak kullanılmışlardır; fakat savaş şefi Thrall sayesinde onurlarını ve güçlerini tekrar kazanarak, dünyanın kaderinde çok büyük bir rol oynayacaklardır. Doğuştan birer savaşçı olan orclara, atlılar, avcılar, şamanlar, cadılar ve uçanlar da eklenince, orc kabilesini oluştururlar.

İnsan (Human): Son kalan krallık olan Stormwind'in temsil ettiği insan ırkı, şeytanların işgalinden önce orclarla savaşıyorlardı. Fakat ne zaman şeytanlar insanları zehirleyerek ölmeyene dönüştürmeye ve insan ırkına zarar vermeye başladı ki, o zaman ele geçirilmeden kaçabilen insanlar güneye, Stormwind'e sığındılar. Daha sonra da tüm ırklar gibi Burning Legion'a karşı saflarını aldılar. Şövalyeler, çeşit çeşit teknolojik silah taşıyan birlikler, helikopterler, papazlar, okçular, tüfekçiler, paladinler ve kartallar insan birliklerinde bulabileceğimiz elemanlar.

SENARYO

Oyunda, bir çok ırk diğerlerine karşı üstünlük kazanmaya çalışırken, orta-dünyayı kurtarmaya çalışıyoruz. Gece elfi, orc, insan ve ölmeyen kamplarında çeşitli görevlerle, yaklaşan sona doğru ilerliyoruz. İlk önce bir önceki bölüm olan Reign of Chaos’un bir özetini geçelim. Orc şefi Thrall, orcların artık şeytanlarla bir olmaması için onları yönetmesi gerektiği kendisine söylendikten sonra macera başlar ve ilk olarak gidip kardeşi Hellscream’i esir olduğu insanların elinden kurtarır. Thrall, Hellscream ve Tauren ırkı (doğal bir ırk), şeytanların kumandasındaki ölmeyenleri alt etmeye çalışırken orclar yeniden çığırından çıkar; fakat Hellscram orc ırkını canı pahasına kurtarır. Şeytanlar ise dünyayı ele geçirmek için bu sefer Lich King’i esir etmişlerdir ve insan ırkını ölmeyene dönüştürerek güçlenmek için zehirli tohumlar kullanırlar. Prens Arthas insanlarını kurtarmak için, Muradin ve Büyücü Jaina ile salgını durdurmaya çalışır; ama başaramayacağını anlar. Ölmeyen istilası iyice güçlenirken, Arthas bunu durdurmanın tek yolunun bir kılıçtan geçtiğini öğrenir. Adı Frostmourne olan bu kılıcı bulur; ama ona sahip olması karşılığında Muradin ölür. Arthas kılıcın etkisinde kendinden geçer, topraklarına dönüp babasını öldürür ve artık Arthas da bir ölmeyendir; çünkü kılıç Lich King’indir. Arthas kendi çözümünü ölümbüyücüsü olan Kel-Thuzad’da arar ve onu küllerinden diriltmek için elf diyarına saldırır. Kel-Thuzad’ı diriltir ve o da Lord Archimonde’u çağırır. Archimonde dünyayı ele geçirmeye kararlıdır.

Elfler ise olan bitenden haberdardırlar ve buna karşı elf kahramanlarımız Tyrande ve Furion önlemler alırlar. Furion hapisteki kardeşi Illidan’ı uyandırır, Tyrande ise druidleri çağırır. Illidan bir kurukafa bulup onu kullanarak elflerden farklı bir şeye dönüşür ve bu halde bir kaç ölmeyen birliğini yenilgiye uğratır; ancak kardeşi onun farklılaşmasını görerek onu kovar. Archimonde ise bu sırada yaşam ağacını ele geçirmek istemektedir; buna karşı Furion’ın planı ışığında; orc, elf ve insan birlikleri birleşerek yaşam ağacını kurtarıp Archimonde’u yenerler ve dünya kurtulur. Bundan bir kaç ay sonra Frozen Throne macerası başlar. Bu arada elf kahramanlarımız Tyrande ve Furion’a, Arch da katılır ve Arthas’ın yerle bir ettiği diyarlarını yeniden yaşanabilir kılmaya çalışırlar. Orclar çoktan yeni bir ‘yuva’ bulmuşlardır ve kendilerini burayı korumaya adarlar. İnsanların başında ise Jaina kalmıştır ve insanlardan kalanları yaşatmaya çalışırlar. Arthas ise bu sefer ölmeyenlerin kralı olarak çıkar karşımıza. Bir zamanlar dillere destan olan krallığının yerini, ölüm krallığı almış olarak... Tabi ki dünya bu kadar sessiz kalmayacaktır ve derinlerde yaşayan biri, planlarını yapıp Lich King’i öldürmek için yola çıkar, Illidan... Illidan, Naga’ların ve kan elflerinin desteğini arkasına alır; fakat Lich King en büyük destekçisi Arthas’ı Frostmourne aracılığıyla uyarır, tehlike yakındır... Sonra kendimizi birçok maceranın içinde yeni kamplarda, yeni haritalarda, yeni kahramanların arkasında buluruz.

YENİLİKLER

Frozen’daki yeniliklerin ilki, her ırka eklenen birimler. Elflere eklenen Fearie Dragon gibi, bir çok yeni ünite mevcut. Bunun yanında yeni özellikler katılarak geliştirilmiş eski birimler de var, mesela artık ölmeyenlerin örümcekleri (Crypt Friend) yer altına girebiliyor. Ayrıca her ırka eklenen bir de yeni bina var: artık kahramanlarımıza eşya almak için haritada dükkan aramıyoruz; çünkü dükkanımızı kendimiz inşa edebiliyoruz. Harita çeşitliliği gibi eşya çeşitliliği de hat safhada, hatta artık eşyalar ırklara göre spesifikleşebiliyor. Veee tabi her şeye bu kadar eklenti yapılırken kahramanlarımız da unutulmamış, her ırkın bir kahramanı daha var! (Elf: Warden, İnsan: Blood Mage, Orc: Shadow Hunter, Undead: Crypt Lord) Frozen Throne’daki yenilikler saymakla bitmiyor; fakat yeni grafikleri, komutları, sesleri denemeyi size bırakıyoruz :)

Gelecek ayaaa, hepimizin merakla beklediği Dota var! Ve tabi ki Frozen Throne'un diğer haritaları eşliğinde çeşitli oyun modlarını tanıtacağız sizlere. Oyuna bu kadar heveslendirdikten sonra, küçük bir video ile bu aylık sizlere veda ediyoruz. Herkese iyi oyunlar =)

Kaynaklar: