Merhaba sevgili e-bergi okurları. Bu sayımızda sizlere Re-Logic tarafından geliştirilen ve 2011 yılında piyasaya çıkan Terraria'dan söz edeceğim.

Son dönemlerde oyun sektöründe "sandbox" tarzı oyunlar bir fenomen haline gelmiştir. Terraria, bu oyunların bir yenisi niteliğinde olan ve bunu klasik RYO ögeleri ile harmanlayan 2D shoot'em up tarzı bir oyundur. İsmi İngilizce'de arazi manasına gelen "terrain" kelimesinden türetilmiştir. İsminden de anlaşılacağı üzere oyundaki amacımız bloklardan oluşan bir arazi üzerinde bu blokları kazarak ve yerleştirerek yaratıcı yapılar meydana getirmek, yer altının derinliklerine kazarak inmek, zindanlara inip hazine aramak ve en önemlisi ise çevreden gelen düşmanlara karşı çeşitli silahlar üreterek hayatta kalmaya çalışmaktır.

Oyun başlangıcında bir karakter oluşturup görünüşünü ayarlıyoruz ve elimizde bulunan bakır kazmamız ile çevremizdeki blokları kazıp malzeme toplayarak başlıyoruz oyuna. Oyunda toprak, taş, çamur, gümüş, altın, odun gibi onlarca çeşit blok bulunuyor ve bu blokları toplayarak ve daha sonra birleştirerek daha iyi savaşmak adına daha gelişmiş araç gereçler, silahlar, zırhlar, bina inşa etmek için tuğlalar, hatta eviniz için masa ve sandalye bile yapabilirsiniz. :)

Oyunda bir gece-gündüz döngüsü bulunmaktadır ve bu döngü etraftan gelen saldırgan yaratıkların ve düşmanların ortaya çıkmasında etkilidir. Gündüz iken yalnızca fazla güçlü olmayan çeşitli renklerdeki "slime"lar ve iblis gözü yaratıkları ortaya çıkmaktayken, gece ise zombilerden dev solucanlara kadar pek çok tehlikeli yaratık ortaya çıkmaktadır. Hava karardığında evinizi, eşyalarınızı ve yatağınızı tüm yaratıklara savunmak için hazır olmanız gerekiyor.

İçinde bulunduğumuz harita bilgisayar tarafından rastgele oluşturulmakta olup çeşitli biyomlardan meydana gelir. İlk doğduğumuz kısmı normal doğa biyomu olmasına rağmen, haritada uzak noktalara doğu ilerledikçe daha tehlikeli yaratıkların bulunduğu "bozulmuş(corrupt)", orman ve okyanus biyomlarıyla da karşılaşmak mümkün. Aynı şekilde yer altının derinliklerine doğru kazdıkça ise lavlara, devasa mantarların bulunduğu biyomlara ve hatta ölümcül yaratıkların ve iblislerin sizi beklediği cehennem biyomuna bile erişmek mümkün. Haritanın genelde en kenar bölgelerinde ise içinde hazine sandıkları bulunan zindan biyomları bulunmaktadır ve bu biyomlara giriş yapabilmek için girişlerinde bulunan lanetlenmiş yaşlı amcamızın dev bir iskelete dönüşüp saldırıya geçmesi, daha sonra ise bizim onu alt etmemiz gerekmektedir. Benzer bir şekilde Cthulhu'nun Gözü ve Eater of Worlds gibi "boss" düşmanlar ile de mücadele etmek oyununun bir parçasıdır.

Tek oyunculunun yanında çok oyunculu oyun modlarını da içinde bulunduran Terraria, online sunucularda diğer oyuncular ile birlikte büyük binalar inşa etme ya da maceraya atılma şansı sunmaktadır. Buna ek olarak elde ettiğiniz silahlarla ve zırhlarla kıyasıya PvP yapma imkanı da bulunmakta ve oyunu çevrimiçi oynayan oyunculara keyifli dakikalar sunmaktadır.

Üç farklı zorluk derecesi içinden yaptığınız seçime bağlı olarak oyunu daha da zorlu ve çekici hale getirmek mümkün. Örneğin oyunu kolay zorluk seviyesinde oynarken öldüğünüzde yalnızca üzerinizdeki paranın yarısını, orta zorlukta üzerinizdeki tüm eşyaları yitirmektesiniz. Zor seviyede oynarken ise ölmeniz, yarattığınız karakterin tamamen silinmesi anlamına gelir ve yeni karakter yaratmanız gerekir. :) Bu zorluk dereceleri özellikle çevrimiçi(online) sunuculardaki PvP mücadelelerini daha da zevkli hale getirmektedir.

Gerçekçi grafik ve fizik motoruna değil oynanılabilirliğe, eğlenceye ve aksiyona odaklı bir oyun olan Terraria, günümüz oyun sektöründe farklı bir klasmanda yerini almıştır ve bu yönüyle farklı oyun tecrübelerini tatmak isteyenler için de mutlaka oynanması gereken bir oyundur.

Resmi Tanıtım Videosu: http://www.youtube.com/watch?v=w7uOhFTrrq0